Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen 3. Denizcilik Zirvesi’nde konuşan GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi ve GEMAK Tersanesi Ceo’su Birol Üner, gemi inşa sektörünün gelişmeye devam ettiğini fakat her türlü krizin atlatılması için devletle sektörün planlama yapması gerektiğini bildirdi.
Üner şunları söyledi :
Güçlü denizcilik uluslarası sorunları çözer
“Şu an gemi inşa ve tamir tersanelerimizin sayısı 85’e yükseldi. Bu tersanelerimiz ülkemiz adına önemli sektörlerden biri olan gemi inşa sektörünü çok iyi temsil ediyor. Toplam 95 bin kişi çalıştığımız halde aslında yan endüstriler ve aileleriyle birlikte 500 bin kişiyi barındıran bir sektörüz. Denizler bir ülkenin geleceği için çok önemli bir güç olduğu için ülkeler arası problemlerin çözümünde ve altyapı ihtiyaçlarında gemi inşa ve tamir tersanelerimizin rolü çok önemli. Bir ülkeye bakıldığı zaman ilk akla gelen; deniz kuvvetleri, gemileri ve deniz altyapıları oluyor. Bundan dolayı da gemi inşanın her zaman için öncelikli sektörler arasında olması gerekiyor”
Her türlü gemiyi yaptık ama…
“Gemi inşa ve tamir tersaneleri olarak ülkenin istihdam kaynağı için güzel bir kaynağız. Tersanelerimiz uzunca yıllar emekleme döneminden geçti. 1980’den itibaren, 1990’ların sonuna doğru gemi inşaatı ve gemi tamiri, yat sektörü ve gemi söküm tesisleri olarak dört ana segmentte ilerlemeyi sürdürdük. Hepsi kendi alanında dünyada yer sahibi oldu ve gemi inşa alanında üretilmedik gemi kalmadı. Yolcu gemisinden balıkçı gemilerine, Ro-Ro’lardan elektrikli gemilere, römorkörlere kadar her türlü gemi üretimi yapıldı. Bu yüzden işçi istihdamı bakımından yoğun bir sektörüz. Bugün Uzak Doğu Tersaneleri gibi yapamıyor olsak da yakın gelecekte en yeni ürünleri üreten ve dünyaya en yeni deniz teknolojilerini sunan tersaneler sınıfında yer alacağımızı düşünüyorum”
“Gemi tamirinde Batı’nın en iyisi Türkiye”
“Türkiye tersaneciliği bugüne kadar doğal evrimini geçirdi ve bu doğal evrimle birlikte, Avrupa’nın Amerika’nın ve Uzak Doğu’nun bir kısmının ihtiyaçlarına cevap verebilen gemi inşa tesislerini kurdu. Gemi tamirinde ise limanda arızalanıp tamir olmak zorunda kalan ya da bakımı yapılması gereken bir gemi Uzak Doğu’ya gitmek yerine en yakın tamir tersanesine gidebiliyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın çok büyük desteği ve Tersaneler Genel Müdürlüğü’nün yatırımlarıyla birlikte bunun önü açıldı. Bu sayede öyle güzel tesisler kuruldu ki artık gemi tamir sektöründe Batı’nın en iyisi Türkiye dilebilirim”
“Gemi tersaneleri bir hastanedir”
“Tersanelerimizin olabildiği kadar Marmara Denizi’nde kalması gerekiyor. Dünya çapındaki tersanelere baktığınız zaman hep bir nehirde veya doğal bir denizde yer alıyor. Ülkemizde Antalya bunun için uygun bir bölge değil. Karadeniz de dalgalı bir denizdir. Tersaneler birer hastanedir, hastaneyi dalgalı bir denizin kenarına koyamazsınız. Bunun için en uygun bölge Marmara Denizi’nde yer alan Tuzla Koyu’dur. Gölcük Depremi’nden sonra her tarafta yer yerinden oynarken Tuzla’daki tersanemizde gemilerin sallanmadığını gördük”
“En temiz üretim alanlarına ulaşacağız”
“Tersanelerimizde bize düşen en büyük görevlerden biri de temiz tersane alanını sağlamak ve korumak. Bunun için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile sürekli görüşmeler yapıyoruz. Tersanelerimizde dijitalleşme kapsamında yurtdışındaki ortaklarla görüşerek AR-GE çalışmalarımızı yapıyoruz. En yakın zamanda en temiz üretim ve gemi tamirlerini yapabilecek alanlara ulaşacağız. Şu anda olabildiği kadar denizlerimizi kirletmeyecek önlemlerimizi aldık, bunu sürdüreceğiz”
“Eğitim, sürdürebilirlik için çok önemli”
“İnşaat sektöründe bir şantiye kuruluyor ve orada işlem görüyor. Şantiyede problem olması halinde bütün problemleriyle kapatılıyor ve yeni bir şantiye kuruluyor. Fakat yine de o problemler şantiyenin varlığı kadar canlı kalıyor. Gemi inşa ve tamir tersaneleri olarak 1969’dan beri bu sektörde olarak, problem bir iğne büyüklüğünde olsa dahi o bir yere raptiye ile tutuşturuluyor ve hayat boyu çıkmıyor. Biz de bunun sancısını çekmek durumunda kalıyoruz. Dijitalleşme çağıyla birlikte üniversite ve sanayinin işbirliği artmaya başladı. Bu artışla birlikte de eğitim ve robotlaşma büyük rol oynamaya başladı. Bundan dolayı gemi inşa tersanelerinde eğitim, sürdürülebilirlik için çok önemli bir hal alıyor. Biz tersaneciler o kadar cabbarız ki küçük delikten geçip hemen diğer tarafta büyüyebiliyoruz. Denizcilik ve sanayiciliğin birleşmesiyle birlikte gelen atılımcılığımız var. Son zamanlarda dünyada ve ülkemizde önümüzü kesecek gelişmeler yaşansa da biz bu gelişmelerden bir an önce çıkıp yolumuza devam ediyoruz”
“Devletimiz ve denizcilik sektörü el ele verip olası kriz için önlem almalı”
“Ülkemizde bu zamana kadar birçok kriz yaşandı. Örneğin, pandemi oldu. Herkes evden gemi nasıl tamir edebilirim diye çalışmaya başladı. Erken emeklilik geldi. Deneyimli dediğimiz kadrolarımız uzaklaştı. Bir sonraki olası ekonomik krizimizde enflasyonu çıpa etkisiyle dengelemek ve döviz kurlarının sabit tutulması çok önemli. GEMAK Tersanesi olarak dört sene önce istihdam artırma ödülü almıştık fakat şu anda bu konuda sürdürülebilir değiliz. Depremde yaralarımızı sardığımız gibi ekonomik yaralarımızı bir an önce sarıp yolumuza devam etmemiz gerekiyor. O dönemde, deprem bölgelerine kurulan üç şantiyede çalışmak üzere tersanelerimizdeki 50 bin kişilik ekibimizden çok büyük kısmı gitmişti. Sürdürülebilirliğin önünü kestiğimiz zaman durduktan sonra tekrar kalkmamız bir sonraki kriz anına denk geliyor ve tekrar insanları toplamak, o insanları eğitmek de üç, dört senemizi alıyor. Bu yüzden sektörümüz ve devlet el ele verip denizcilik sektörünü ayakta tutabilecek önlemleri almamız gerekiyor”