Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen 3. Denizcilik Zirvesi’nde konuşan Türk Armatörleri İşverenler Sendikası (TAİS) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Armatörler Birliği (TAB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali İbrahim Kontaytekin iki sene önceki zirveden bu yana sektörün bir adım ileri gidemediği gibi ekstra sorunların da ortaya çıktığını söyledi.
Kontaytekin şunları söyledi :
Dünya emisyonu, scrub’ı konuşuyor
“İki sene önce zirve toplantısı yapılmıştı, iki seneden bu yana geçmişe bakıp armatör olarak bir adım yol gitmedik, gitmediğimiz gibi ekstra bir sorun daha dahil oldu. Türk Uluslararası Gemi Sicili’nden (TUGS) bahsediyorum, ikinci sicilden bahsediyorum. Neticede biz iki sene boyunca aynı şeyleri konuşuyoruz fakat iş üremiyor. Dünyaya baktığımızda dünya çalkantılar içerisinde, dünya emisyon konuşuyor, dünya gemileri scruba gönderecek miyiz bunu konuşuyor ve hala belirsiz, cevabı olmayan sorular var ortada. Gemim E’de çıktı diyelim. Ben bunu hurdaya götürecek miyim bunun cevabının arayışı içerisindeyim. Armatör olarak bahsediyorum ya da yanı başımızda Avrupa Birliği var vergi sistemi kurmuş. Türk Armatör olarak Avrupa’ya milyonlarca Euro kaynak akıtacağız”
Tonaj vergisi, vergi kaçırma değildir
“Bir de yeni bir vergi daha koydular, sistemin adı FUEL EU. 3. olarak IMO, bunun replikasını alıp dünyaya uygulayacak. Dünya bunların peşinde. Çin’e altı tane gemi siparişi verdik. Uzun süre hangi yakıtı kullanacağımızı düşündük. İki ödül aldık ama arka yapıda fırtına kopuyor. İki sene boyunca bir şey olmamış. Tonaj vergi sistemi için de 2018’den beri Cihan Bey’i takdir ediyorum. Tonaj vergisi vergi kaçırma olayı değildir. Tonaj vergisi sistemi; parayı Türkiye’ye getirip vergiden arındırmak, yurtdışındaki parayı Türkiye’ye getirmektir. Yunan Armatörleri 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bunu yaptılar ve dünyanın bir numarası oldular”
TUGS önemli bir adımdır ama…
“Biz ne acıdır ki aradan 70-80 sene geçmiş hala yapalım mı yapmayalım mı diye düşünüyoruz. Bazı radikal kararların alınması gerekiyor. Artık dünya apayrı bir yere evrilmiş. Bizim maalesef tek edinimimiz Türk filosunda TUGS’tur ve gerçekten takdir edilesi bir adımdır. 25 senede denizcilik müthiş değişiyor. Müthiş değişim ile bir takım neşterler atılması gerekiyor. Kanunlar çıkıyor ama hizaya getirilmesi gerek. Denizciliğin kendi içinde dinamizmi var. Dinamizmin içinde birtakım şeyleri yapacaksın. Ben 30 senedir karada çalışıyorum. Yetkili bir kişi olarak arka yapıyı masa masa her şeyi biliyorum. Nasıl çabaladığımızı; ne zorluklar yaşadığımızı… Bu zorluklarla, 5510G maddesi ile hala baş etmeye çalışıyoruz. Ben SGK’dan ceza yedim. O kanun düzeltildi mi? Hayır. Bu bir sorun armatörü tedirgin ediyor. 300.000 dolar maliyeti var her sene. Biz bu maliyetlerle savaşmaya çalışıyoruz”
MLC imzalanmak üzere
MLC (Denizcilik Çalışma Sözleşmesi) imzalanmak üzeredir. Bunun süresi 12 aydır. 12 ay boyunca çalışılıp bir düzenleme yapılabilir. Duayen kişiler var. Hukukçu kişiler var, devlet ve değerli bürokratlar var. Toplanalım ve bir an önce Deniz İş Kanunu, TUGS; 2. Sicil bir daha elden geçirelim. Gemi adamlarının kıdem tazminatı ile ilgili 138 tane davam var. Ben bunlarla uğraşmamalıyım. Devletin bir etkisi olması lazım. Uzlaştırma kanunu da farklı bir boyut. Burada Adalet Bakanlığı var, Çalışma Bakanlığı var, Maliye Bakanlığı var. Tüm bu konular üzerinde ivedilikle çalışıp bir sonuca ulaşmamız gerekir”